Yarım kalınmışlıklar, ifade edilmemiş sonlar, yakalanmaktan korkulan yanlışlar sizi, sizin elinizde olmayan şeyler üzdüğünde sayfayı çevirmekten korkmayın. Çünkü kitabın yazarı sizsiniz. Zamanınızın ve kendinizin kıymetini bilin. Kendinizin kıymetini bildiğiniz zaman ve zihnizde ki engelleri aştığınız zaman geçmiş sizi üzemez, gelecek sizi kaygılandıramaz. İnsan zihni öyle bir şeydir ki neyi nasıl dile getirirseniz ona o şekilde inanır. Güçlü kişi zihnine galip gelir, güçsüz kişi ise sadece yenilir.
Şu bozulmayan bir kaidedir ki; Bir yanlış ile beraber olmak, ortaya iki yanlış çıkarır. Bizler yanlışların içersinde bir doğru arayamayız. Seçimlerimizi yanlış olduğunu bile bile düzeltmek için çabalarsak, sadece çabalarımız ile kalırız. İnsanlar sadece aldığı kararları görür, yaptığı seçimleri değil. Karar alırken, neyleri seçtiğinizi, neyleri göze aldığınızı durup bir düşünürseniz, hatalarınızı kontrol edebilirsiniz. Kendinizi ancak yaptığınız hatalar ile geliştirebilirsiniz.
Gerçek potansiyele gelmeden, doğru kapı asla açılmaz. Yaptığınız hata, yanlış, başarısızlık hiç bir zaman kayıp değildir. Eğer doğru yerde doğru kararlar verirsek, hayatımızın her alanında ilerleme şansımız olur. Hayat, yarım kalmışlıkların acısını çekebileceğimiz kadar değersiz değil.
Mecit Ömür Öztürk’ün “Dervişin Teselli koleksiyonu” kitabında şu söz “bir sona geldiğin için ağlama, onu yaşadığın için gülümse.” Sözü geçmişteki yarımlar için ve olumsuz bitişler için çok güzel bir teselli örneğidir.
Geçmişten ve gerçeklerden kaçmak, bir çözüm değildir. Kaçmak yerine kabullenmeyi seçersek ortada bir sorun kalmaz. Unutmayın ki, eğer bir sorun var ve çözümü yoksa aslında bir sorunda yoktur. Çünkü asıl sorun çözümü olandır. Matematik kurallarına bakın, her bir problemin en az bir çözümü var, her hocanın kendine özel problemi çözme anlatımı var. Eğer ki bir sorun var, çözümüde varsa yine bir sorun yoktur. Sorunlarımızı gözümüzde büyütürsek ve onlardan kaçarsak, işte o zaman gerçekten bir sorun vardır.
Unutmayın ki, ne yaparsanız yapın gerçeklerinizi ve geçmişinizi gizleyemeyeceksiniz. İçinizde bir yara ile dışınızda bir olumsuz ifade bırakmak istemiyorsanız, sorunlarınızı kabullenip onları çözmeye odaklanmalısınız. Sorunu bulmak ve onu kabullenmek, çözmenin yarısıdır.
Yanlışı seviyor olmanız, onu doğru yapmaz. Sevgi yanlışı düzeltemez. Bir aile psikiyatrisi dinlerken şöyle bir söz dikkatimi çok çekmişti, “siz karşınızdaki partnerinizi eğiterek mutlu olamazsınız, sizi anca eğitilmiş partner mutlu edebilir.” Bunu duyduğumda beni çok düşündürmüştü, baştan eğitilmiş olmak yanlış gelmişti, sonra sosyal platformlarda ve çevremdeki ailelerinin sorunlarına baktığımda eğitimli olmanın verdiği ayrıcalığı çok bariz bir şekilde rahatlıkla anladım.
Dücane Cündioğlu’nun “Motto” kitabında
“Yaşamı boyunca herkes birini bulur, ama birbirini bulmak çok az insana nasip olur” sözü ile sizleri derin bir sessizliğe bırak