Şubat ayı geldiğinde sokaklarda mis gibi nergis kokusu yayılır. Çiçekçilerin vitrinleri, pazar tezgâhları, yol kenarındaki arabalar…
Her yerde o sarı beyaz çiçekleri görürüz. Ama çoğumuz farkında bile değiliz, elimizde tuttuğumuz şey aslında mitolojinin en büyük narsistinin hatırası.
Evet, nergis dediğimiz çiçek aslında Narkissos’un kendi yüzüne âşık olmasının acıklı hikâyesinin bir hatırası.
O günden beri her baharda açar ve biz farkında olmadan “Ayy ne güzel kokuyor” diye burun buruna geldiğimiz çiçeğin hikâyesiyle örtüşürüz.
Efsaneye göre, Narkissos güzelliğiyle dillere destan bir gençtir. Ama o kadar güzel ki, kendisinden başka kimseye bakmaz.
Kızlar, periler ona vurulur ama o kimseye yüz vermez. “Kusura bakmayın, ben sadece benle ilgileniyorum” der gibi dolaşır ortalıkta.
Sonra bir gün, su birikintisine eğilip kendi yansımasını görür. İşte o an “Vay be, ne yakışıklıyım” der ve olanlar olur.
O kadar büyülenir ki yemez, içmez, sadece kendi yansımasına bakar durur. Tabii bu durum pek sürdürülebilir bir yaşam tarzı olmadığından, Narkissos suyun kenarında hayatını kaybeder.
Tanrılar da bu duruma acır mı, gülüp geçer mi bilinmez ama onun öldüğü yerde nergis çiçeğini yaratırlar.
İşte o günden beri nergis, hem aşkın hem de aşırı özseverliğin (narsizmin) simgesi olarak açıp durur.
Narkissos’un hikâyesi her ne kadar mitolojik olsa da, şöyle bir düşününce çevremizde modern versiyonlarını görmek mümkün.
Selfie çekerken “Yanlışlıkla” 50 poz çekenler, her sabah aynaya bakıp “Bugün de harikayım” diyenler, Instagram’da kendi fotoğrafını en az 10 kez story paylaşmadan duramayanlar …
Kabul edelim, içimizde bir yerlerde hepimizin biraz Narkissos’u var.
Ama neyse ki bizler su birikintisinin başında kendimize bakmaktan ölmüyoruz.
Bunun yerine, tam da nergis mevsimindeyken soluğu çiçekçide alıyoruz. Çanakkale’den, Karaburun’dan, Foça’dan gelen mis kokulu nergisler ellerimizde…
Vazoya koyuyor, kokluyor, belki de bir demet alıp sevdiğimize veriyoruz.
Peki, bu çiçeği neden seviyoruz? Çünkü nergis, insanın kendini sevmesiyle başkalarını sevmesi arasındaki hassas dengeyi hatırlatıyor.
Biraz narsist olmak, kendimizi sevmek güzel ama eğer sadece kendimizi beğenip başkalarını unutursak, bir gün kendi yansımamızla baş başa kalabiliriz hatta suya bile düşebiliriz.
O yüzden bu nergis sezonunda çiçeğin sadece kokusunu değil, hikâyesini de hatırlayalım.
Kendimizi sevelim ama etrafımızdakileri de unutmayalım. Ve en önemlisi: Selfie çekerken abartmayalım!
Şubat ayınız nergis kokulu ve az narsistli olsun!