Türk Şöför Dehşet Anlarını Anlattı

Türk Şöför Dehşet Anlarını Anlattı

Yayınlama: 02.01.2015
247
A+
A-

 

Türk Şöför Dehşet Anlarını Anlattı

 

Yunanistan’dan İtalya’ya 480 yolcuyla sefer yapan" Norman Atlantic" adlı feribottaki 53 Türk yolcudan biri olan tır şoförü Zühtü Yılmaz AjansTekirdag.com' a yaşadığı dehşet anlarını anlattı. Zühtü Yılmaz; Yangın çıktığın da uyuyordum. Bağrışmaları duyup güverteye çıktığımda cehennem gibi sıcaklık ve çaresiz sağa sola koşturan insanları gördüm" dedi.


Yaşadığı 3 günlük dehşet anlarından sonra Türk konsolosluk yetkilileri tarafından Yunanistan'ın igumeneiça limanından alınarak önce İpsala'ya buradan Tekirdağ'daki evine getirilen Zühtü Yılmaz, AjansTekirdag.com' a yaşadığı korku dolu anları anlattı. Yılmaz "25 senelik tır şöforüyüm , Kamyonuma Bodrumdan 14 ton balık yükleyip ipsala kapısından çıkış yaptım. Yunanistanın igumeneiça limanına geldim, gece saat 01.00 sularında limana yanaşan  " Norman Atlantic" adlı gemiye bindik. Gemi limandan ayrıldıktan  iki buçuk üç saat sonra bizim uyuduğumuz sırada motor kısmında yangın başladığını öğrendik.

 

GÜVERTEYE ÇIKTIĞIMDA CEHENNEMİ GÖRDÜM

 

Zühtü Yılmaz, gemideki görevlilerin yangın var diye bağrışmaları üzerine olayı duyduğunu ifade ederek dehşeti şöyle anlattı.  Biz kabinlerde 4 Türk arkadaşımla birlikte uyuyorduk. Birden yangın alarmları çalmaya başladı. O anda gemi personeli bütün kapıları açtı. Kalkın çıkın dışarı diye bağırıyorlardı, Telaştan üstümüze bir şey giyemeden güverteye doğru koştuk. İlk yukarı çıktığımızda geminin arka tarafını alevlerin sardığını gördüm. Geminin motor dairesinde cayır cayır yanıyordu. İnsanlar bağırarak çaresizce sağa sola koşuyorlardı.

 

GEMİDEKİ OTOMOBİLLER PATLIYORDU

 

Biz dört Türk şoför arkadaşlar koşarak en üst güverteye çıktık. Bu sırada en üst katda otomobiller  vardı. Alevler bu otomobilleri sardığından bir andan bomba gibi yanmaya ve patlama başladılar. Otomobillerin yanması gemideki yangını iyice artırdı.

 

ARTIK ÖLECEĞİZ DEDİK

 

Yangın gittikçe büyüyor biz ne yapacağımızı bilemiyorduk. Sonra gemiyi bir anda duman sardı bu seferde dumandan kurtulamadık. Nefes alamıyordu. O anda arkadaşlarla bir birimize bakarak "Artık  kurtuluş yok, öleceğiz dedik"  Hatta orada ki arkadaşlarla girdik kol kola ayrılmayalım dedik, birşey olursada beraber olsun birbirimize destek olalım dedik.Sonra en tepedeki kaptan köşküne girdik orada duman yoktu sandık ama orasıda duman doluydu. Kaptan köşkünde bulunan camları kırdık, kırdık ama yine nefes alamayınca tekrar dışarıya kaçtık.

 

YERLERE BASINCA AYAKKABI TABANLARIMIZ ERİDİ

 

Alt taraftan yükselen alevler geminin demir aksamlarını ısıtmıştı ve nar gibi olmuştu.  yere basamıyorduk. Yere bastığımız da ayakkabıların altı tabanı eriyip orada kalıyordu. Korkuluklara çıkıp tutunduk. Kaçaçak yer kalamıştı. Ümidimiz kesi,ldiği anda şiddetli bir rüzgar başladı ve dumanları biraz dağıtınca biraz nefes almaya başladık. Kurtulmamızda rüzgarın faydası çok oldu bize yoksa gemiyi komple duman sarmıştı. Kamyonlarımız alt katta göremiyorduk zaten.

 

GEMİ ÇOK ESKİYDİ

 

Senelerdir aynı güzergahta yolculuk ettiğini belirten Yılmaz;  Senelerdir bu yolda bir çok gidip geldim. Bu gemilerde yangın anında devreye giren fıskiyeleri var herşeyi var yangın çıktığı zaman o anda fıskiyeler devreye giriyor. Bu gemide  öyle bir sistem yoktu. Kurtarma botları vardı hepsi bozuk botları aşağıya atamadık. Yardıma gelen kurtarma botlarına düşmek için yapılan şişme tünellerden atlayan insanlar botları tutturamadı ve denizin içine düştü. ölü sayısı ondan çok oldu diye konuştu. 

 

İKİNCİ GÜN YARDIMA GELİNDİ

 

Yangının başlamasından sonraki ertesi gün  saat 15.00 a doğru Arnavutluk'un bir helikopteri geldi. Geminin üstünde dolaştı.Fırtına olduğu içingemiye çok yaklaşamıyordu. Havadayken halatla ikişer kişi alıp Arnavutluk'a götürmüş diye duyduk. Kurtarma çalışması yetersizdi.


 

İTALYANLAR AYRIMCILIK YAPTILAR

 

Daha sonra İtalya'nın askeri helikopteri geldi yalnız  ayrımcılık yaptılar. ilk önce kendi vatandaşlarını  kurtardılar, İtalyanca konuşanları çekip aldılar. Bu yüzden gemide bizi neden almıyorsunuz diye isyan çıktı. Kendi vatandaşlarını diğer gemiye götürdükten sonra başladılar bizleride  almaya, En son gemiden ayrılan bendim. Beni de İtalyan helikopteri aldı diğer gemiye götürdü. Diğer gemi beni igumeneiça limanına bıraktı. Ben orda baygınlık geçirmişim, oradan ambulansla aldılar beni hastaneye götürdüler  bir gece orada tedavi gördüm dedi.

 

TÜRK YETKİLİLERE TEŞEKKÜR ETTİ

 

Tedavi gördüğüm sürede konsolosluk devreye girdiğini ve  hiç yanlız bırakmadıkları anlatan Yılmaz, telefonla aradılar ve  ziyaretime geldiler Allah razı olsun onlardan.  Beni hastaneden alıp selanik'e getirdiler. Selanikte bir gece kaldım, oradan konsolosluğun emriyle ambulansla İpsala sınır kapısına getirdiler. İpsala sınır kapısında Ambulans beni alarak keşan devlet hastanesine oradan da özel arabayla evime kadar bıraktılar. Beni hiç bir zaman bırakmadılar Allah razı olsun, Türkiye Cumhuriyetini ilk defa yanımızda hissettik. Yunanistan konsolosluğumuzda bize söylenen özellikle Başbakanımızın gece 12 de konsolosu arayarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için ne gerekiyorsa her şey yapılacak talimatını vermiş. Bakanlarımızda arayarak talimatlar vermişler. Ben Türkiye Cumhuriyetine ve Başbakanımıza çok teşekkür ediyorum. "diye konuştu

 

EŞİ TV'DEN ÖĞRENDİM

 

Olayı evde haberleri izlerken duyduğunu belirten eşi Gülhan Yılmaz, "Saat 6 gibi televizyonu açtım, o gece eşimin yolda olduğunu ve o gemiye bineceğini biliyordum.  Ama böyle bir olay olduğundan haberim yoktu, televizyonu açtığımda kanalın bir tanesinde, "Kara pazar, üç tane büyük felaket haberi" ile birden irkildim. İlki bir uçağın kaybolduğuydu ikincisi ise igumeneiça limanından hareket eden bir geminin Adriatik'te yandığı idi,  daha sözün bitmesi ile ben hemen bir panik içerisinde büyük oğluma ulaştım. "Annecim Babanın yolculuk yaptığı gemi yanıyormuş" dedim. Büyük oğlum ise internet'den haberi öğrenmiş fakat üzülmeyeyim diye bana söylememiş. Tabi ki büyük bir panik büyük bir telaş büyük bir üzüntüyle, şirketle görüştük Tır'cı arkadaşlar ile görüştük. Onların hepsinin haberi var Zühtü beyin o gemide olduğundan ama ellerinden geldiği kadar beni teselli etmeye çalıştılar. Çok zor bir üç günün ardından şirket yetkilileri aradı. "Yengecim gözünüz aydın Zühtü abi kurtulmuş"  diyince ben sevinçten ve üzüntüden fenalık geçirdim. Önemli olan Zühtü beyin sağ salim aramıza katılması ama hayatımızda yaşadığımız en zor günlerdi. Bende eşim gibi yardımcı olan herkese teşekkür ediyorum." diyerek göz yaşı döktü.