Yeni Hizmet Binasının Açılışı, Turnusol Kağıdı Görevi Gördü! (Köşe Yazısı)

Tekirdağ’ın 100 yılına hizmet edeceği belirtilen ve yapımı yılan hikayesine dönen Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binası, hafızalardan çıkmayacak görüntülerle açıldı. Söz konusu açılış, bir tarafta  hakkını talep eden, sesini duyurmaya çalışan işçiler, bir tarafta yönetim zafiyeti ve durumu provoke etmek isteyenler, basının korumalarla mücadelesi  ve  Tekirdağ için yapılan hizmetin  açılışında dahi il protokolünün ne kadar siyasallaştığının göstergesi oldu. Hizmet binası açılışı, adeta turnusol kağıdı görevi gördü.

Yapılma süreci büyük tartışmalara neden olan hizmet binasının açılış hazırlıkları da büyük titizlikle gerçekleşti. Şehirdeki tüm protokol, parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, vatandaşlar davet edildi.

Tarihi bir gündü… İşlevsizleşen ve deprem riski olan hizmet binası yıkılmış ve belediye, kendine ait olmayan binalarda hizmet vermeye çalışıyordu. Artık, kendi binasında Tekirdağ’ın 100 yılına hizmet edecek bir yapının açılışı önemliydi. CHP’li belediye, genel başkanları Kemal Kılıçdaroğlu’nu da açılışa davet ederek,  başarı olarak nitelendirdiği günü taçlandırmak istedi.

Bir taraftan açılış hazırlıkları sürerken, diğer tarafta da kazan kaynıyordu. Belediye personeli, enflasyon karşısında eriyen maaşlarına ek zam talep ediyor ve eylemler gerçekleştiriyordu. Açılış günü de eylem yapılacağını bildirerek, hak mücadelelerini, seslerini Kılıçdaroğlu’na da duyurmak istediler.

Albayrak ve Kılıçdaroğlu’nun konuşmaları işçilerin sloganlarından ve yuhalamalarından duyulmadı. Birçok eleştiri oldu… Kimi, işçileri eleştirdi.. Kimi yöneticileri… İşçilere, “haklı olabilirsiniz ama eylemin yeri ve zamanı orası değildi” diye yüklenilirken; yönetenlere de “sorunu neden çözmediniz” eleştirileri geldi.

Daha önce çözülebilecek bir durumu, bu raddeye getirmek,ortak noktada buluşmamak, eylem yapacağız diyen işçileri dinlememek, karşına almak yönetim zafiyetidir. Krizi çözememek, yönetememektir. “İşçiler, konuşmaları dinlemediler, müjde verilecekti yuhaladılar” diyene kadar; olayı bu kıvama getirmemek gerekiyordu. Bu tarz durumlar, hak mücadelesi için orada olan topluluğu kullanıp, provoke etmek isteyenlere de zemin hazırlıyor. Öte yandan, Albayrak’ı işçilerin dinlemeden yuhalamasının , Başkan Albayrak’a güvenlerinin kalmamasından dolayı olduğu dile getiriliyor.

Artan enflasyon ve alım gücünün düşmesinin sebebi Albayrak olmayabilir. Fakat, kurulacak ilişkiler ve şartlar karşısında emekçinin mağdur edilmemesini sağlamak Albayrak yönetiminin inisiyatifinde.

Günler öncesinden geliyoruz dediler… Bizi duyun, dinleyin dediler… Açılış öncesinde ki eylem sürecinde ise işçiler, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Fatih Ünsal’ı istifaya çağırırken, Başkan Albayrak’ın, Ünsal ile fotoğraf vererek, Ünsal’ın yanında olduğunu göstermesi, işçileri karşısına alması krizin daha da büyümesine neden olan etmenler arasındaydı…  Bu duruma ve haklarını arayan işçileri kullanmak isteyen provokasyonculara da zemin hazırlanması, yönetim zafiyetinin en temel göstergesi.

Öte yandan; program alanına giren işçilere müdahale edilmemesi, eylem hakları denilerek, protestolarına  devam etmelerine imkan sağlanması demokrasinin göstergesi olarak tanımlanabilir. Fakat; öncesinde yaşanan süreç, bu durumun arka planda kalmasına neden olabilir.

Ayrıca;  CHP’li belediyenin açılışında değil de iktidar partisi belediyesine ait bir açılışta böyle protestolara tanıklık edebilir miydik? Bunun cevabını herkes biliyor! Bu durumda da kötünün iyisi denemez… İdarecilik, yönetebilmek başka bir maharettir. Hem hizmet ettiğin toplumu hem de personelinin ihtiyaçlarını karşılamak, kriz anlarını yönetebilmek güçlü bir ekip ve liyakat işidir. Açılışta yaşananlar bunların göstergesi oldu.

Eylemin haricinde,  diğer bir kriz ise korumaların bina girişinde basına ve partililere gösterdiği muamele.Tek tek aranıp, davet edilen basının, işini yapmaya çalıştığı sırada korumalar tarafından itilip, kakılmasına ilişkin görüntüler, başka bir skandalın izleriydi.

Diğer bir skandal ise Tekirdağ’ın idari kadrosundan kimsenin olmayışıydı. Şehrin valisi, kaymakamı, idari yönetimi, bu şehre hizmet için yapılan binanın açılış törenine gelme tenezzülünde bulunmadı.

Bir partinin genel başkanı törene gelmiş olabilir. Fakat; siyaset gözetmeden hizmet emek için  bu şehre gelen ve Valilik makamında oturan Aziz Yıldırım’ın açılışta olması gerekirdi. Devlet adamlığı görevi yerine, parti temsilciliği vasfını yerine getirenlerin, gerçekten bu şehre hizmet etmek amacında olduğuna inanmak zor…

Aynı şekilde AK Partili Süleymanpaşa Belediye Başkanı Cüneyt Yüksel, Hayrabolu Belediye Başkanı Osman İnan,  Kapaklı Belediye Başkanı Mustafa Çetin ve Marmara Ereğlisi Belediye Başkanı Hikmet Ata’nın olmamaları da dikkat çekiciydi. MHP VE AK Parti temsilcileri de aynı şekilde törende yer almadı. Şehre bir hizmet sağlandığında siyasallaşmadan, bunun yanında durmak, bu kadar zor olmamalı. Bunun ayrımı yapıldığında, ortak payda Tekirdağ ve Tekirdağlılara hizmet etmek olduğu dile getirildiğinde;  akıllara, acaba ne kadar samimi ve doğrular  sorusu gelebilir…

Aynı zamanda; kamu hizmeti sağlanan ve parti rozetleri çıkarılıp yapılan çalışmalarda, partilere atıfta bulunup, parti genel başkanları davet edilen törenler düzenlenmemeli… Özellikle yerel yönetimlerde parti değil, kişiler ön plandadır ve bu durum göz ardı edilmemelidir. Bir bütün olarak bakıldığında, hizmet anlayışında oluşan ayrışmalar ve siyasallaşmalar, şehrin ve vatandaşın yararına olmadığının göstergesidir.

Köşe Yazısı: Serap Cömertoğlu İşcan