Her bitiş, bir başlangıç değildir. Her bitiş bir bitiştir.
Kendimizi bu şekil sınırlamalar ile başarıyı zorlaştırmayın. Her hata size ders verebilir, fakat bir başarı sunmaya bilir.
Yazarların geçmişlerini okuyorum, bir acı var hepsinde. Hayat acı olmadan nasıl yaşanır ki, acı olmadan gelişim olmaz, acı olmadan olgunluk olmaz.
Büyüklerimiz “güzele 40 günde doyulur” demiş. Yüz güzelliği, iş güzelliği bir süre sonra göze gelmiyor.
Okuduğum okulda bir öğretmenim bana “ne kadar başarılı olursan ol, zaman geçtikçe buralarda hep davranışlarınla hatırlanacaksın” demişti.
Bu sözden sonra hayat gayemin ilk aşaması her zaman güzel bir insan olmak oldu. Hikayen ne kadar kötü olursa olsun, sen kendinden sorumlusun.
Hayatta herkes defalarca hata yapar. Hatta defalarca aynı hataları yapar. Çünkü hayatta ki dersler, öğreninceye kadar devam eder. Yani tekrar edilen sorunlar, çözülmemiş derslerin işaretleridir.
Sorunları çözmenin sırrı nedir sizce ? Konuşmaktan, rahatsız olduğunuz konuları dile getirmekten çekinmeyin.
Sevilmediğiniz ortamlarda durmayın. Değersizleştirmeyin kendinizi. Sizi ihmal eden kişilerden uzaklaşın. Çok ihmal pek ihtimal bırakmaz.
Yanlış sevgi gösterimi, yanlış fedakarlık bir süre sonra nefrete yol açar. Hayat sürprizlerle doluyken bizler geçmişte ki hatalarımız ile anımızı yıpratmayalım.
Unutmayın ki, hiç görmediğimiz masalarda, bizi bekleyen sandalyeler var. Kaygılarımız, geleceği değiştirmez, yalnızca anımızı çürütür.
Halil Cibra’nın Ermiş kitabında “acılarınızın çoğu kendi seçiminizdir” sözü çok güzel değil mi ? Her şeyi düzeltmeye değmez, her şey düzelmez.
Problemler, yanlışlar olsun ki, tekrardan başlamamız için bize bir üzüntü gerekmesin.
Sevgili dostum; Unutma ki evren sana sadece layık olduğuna inandığını verir. Klasiklerden olan Jose Mauro De Vasconceles’in Şeker Portakalında ki şu güzel alıntı,
“Daha anlatsana” dedim
“Hoşuna mı gitti?”
“Hem de çok, seninle sekizyüz elli iki bin kilometre hiç durmadan laflamak isterim”
“Benzinimiz yeter mi ki?”
“Yalancıktan doldurursak yeter”
Bu paha biçilemez sevgi gösterimi, hayallerimizi zihinlerimiz ile kısıtlamamız gerektiğine, değer vermeyi göstermek gibi, sözler ile süslemenin önemini o kadar güzel anlatmış ki, dönüp tekrar tekrar tebessüm ederek okudum. Bizlerde önce doğruyu, sonra da doğru şekilde sevmeyi öğrenelim. Eğer bunu başarabilirsek, problemlerimiz en sevdiklerimiz tarafından üstlenilmez.