Zam Müjdesinin Karşılığı Yok!

Zam Müjdesinin Karşılığı Yok!

Yayınlama: 06.01.2023
4.998
A+
A-

KESK Tekirdağ Şubeler Platformu,  memur ve emeklilere verilen yüzde 30 zam oranına tepki gösterdi.  KESK: “Son bir yıldaki yüzde yüz artışa rağmen asgari ücret hem yaşanan gerçek enflasyonun hem de açlık sınırının altına inmiştir” dedi.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) memur ve emeklilere verilen yüzde 30 zam oranına ilişkin değerlendirmede bulunarak,  hükümeti ve uygulamaları eleştirdi.

Platform adına konuşan Kamil Sarı,  TÜİK verilerine göre emekçilerin ve halkın temel harcama kalemi olan gıdada resmi enflasyon yıllık yüzde 77.87’ye, kira-konut enflasyonu ise yüzde 79.83’e ulaştığını, bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu (ENAGrup) verilerine göre ise enflasyon aylık yüzde 5.18, yıllık yüzde 137.55 arttığını hatırlattı.

“Yaşanan gerçek hayata pahalılığının TÜİK tarafından açıklanan resmi rakamlar ile adeta bir kara delik gibi yutulmasına maalesef alıştık” diyen Sarı,  “İnsanın aklı ile bu kadar da dalga geçilmez” ifadelerini kullandı.

TÜİK tarafından açıklanan rakamların iktidarın, yaşanan gerçek enflasyonu perdeleme, enflasyonu düşük göstererek milyonlarca çalışanın maaşını, ücretini düşük gösterme politikasının ürünü olduğunu söyleyen Sarı, “Dolayısıyla iktidarın “enflasyonu düşürdük” açıklamalarının, Cumhurbaşkanı’nın sahte TÜİK rakamlarının üzerine birkaç puan koymaktan ibaret “müjdesinin” hiçbir karşılığı yoktur.  Çünkü ne yazık ki tüm halk TÜİK rakamlarının yalan, yoksulluğun gerçek olduğunu onlarca acı tecrübe ile öğrenmiştir” dedi.

İçinde bulunulan süreçte ülkedeki her beş kişiden birinin açlık sınırı altında gelirle yaşamaya çalıştığını aktaran Sarı, şunları kaydetti:

  • Asgari ücretin açıklandığı 22 Aralık tarihinden bugüne geçen sadece 10 günde A’dan Z’ye her şeye en az yüzde 25 zam yapılmıştır.
  • Vergi, harç ve cezalara yüzde 123’lük Yeniden Değerleme Oranında zam yapılmıştır. Elektrikten doğalgaza, gıda ürünlerinden geçen yıla göre en az iki kat artan kiralara kadar uzanan zam kasırgası hız kesmeden sürmektedir.
  • 20 yıl önce en düşük emekli maaşı asgari ücretin üzerinde iken bugün her dört emekliden üçü 3 bin 500 TL gibi asgari ücretin yarısına bile ulaşmayan sefalet aylığı ile yaşam mücadelesi vermektedir.
  • Geriye kalan çalışanlar için ise Türkiye Asgari Ücretliler Ülkesine dönüştürülmüştür. Her iki çalışandan biri asgari ücretlidir. Bu kadar geniş bir kesime reva görülen asgari ücret ise son artışa rağmen daha ceplere bile girmeden açlık sınırı altında kalmıştır.
  • 6,5 milyon kamu emekçisi ve emekli yandaş konfederasyonların ve iktidarın sahte enflasyon rakamlarını bir kuruş aşmayan TİS mutabakatlarının bedelini yıllardır ödemeye devam etmektedir.
  • Geldiğimiz noktada devlet dairelerine bile “bu işyerinde asgari ücret uygulanmaktadır” tabelaları asılmasına ramak kalmıştır.

“Saçma sapan” denilerek aşağılanan talebin; “memur ve emekli maaşları asgari ücrete yapılan yüzde 54 oranında artırılsın” talebi olduğunu vurgulayan Sarı, şunları paylaştı:

  • 20 yıl önce asgari ücretin 2 katını geçen en düşük kamu emekçisi maaşı bugün geldiğimiz noktada asgari ücretin altına inmiştir.
  • Asgari ücretin 3 katını aşan ortalama kamu emekçisi maaşı ise bugün asgari ücretin sadece 500 TL üzerindedir.
  • Sadece bir yıl önce yoksulluk sınırının yaklaşık yarısına denk gelen en düşük kamu emekçisi maaşı bugün yoksulluk sınırının üçte birine kadar inmiştir.
  • 2022 Ocak ayında 4 bin 253 TL olan net asgari ücret bugün 8 bin 506 TL olmuştur. Buna karşın 2022 Ocak ayı itibari ile eş ve çocuk yardımı ile birlikte 6 bin 430 TL olan en düşük kamu emekçisi maaşı Aralık 2022 itibari ile 9 bin 50 TL’de kalmıştır.
  • Son bir yıldaki yüzde yüz artışa rağmen asgari ücret hem yaşanan gerçek enflasyonun hem de açlık sınırının altına inmiştir.
  • Altı buçuk milyon kamu emekçisinin ve emeklinin maaşında yaşanan artış ise sadece yüzde 41’de kalmıştır.

Tüm kamu emekçilerini ve emeklileri; bugünün acil talebi olan yüzdelik değer olarak en az asgari ücret artışı talebine olduğu kadar, en temel talebimiz olan insanca yaşamaya yetecek yoksulluk sınırı üzerinde ücret talebine sahip çıkmak için, bir kez daha buradan omuz omuza birlikte mücadele vermeye; hakkımız olanı istemeğe çağırıyoruz.