Geçtiğimiz günlerde şehrin sosyal alanlarının arttırılmasına ilişkin iki güzel gelişme yaşandı.Bir tanesi Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi tarafından yapımı gerçekleşen Sahil Dolgu Alanı 3. Etap Projesinin hizmete açılması,diğeri ise Süleymanpaşa Belediye Başkanı Cüneyt Yüksel’in seçim vaatlerinden bir tanesi olan millet bahçesinin yapımına ilişkin ihaleye çıkılacağı haberi. Gelişen ve dönüşen, kasabalıktan çıkmaya çalışan Süleymanpaşa için güzel gelişmeler…
Sahil dolgu alanda yapılması planlanan 4. Etap projesi de gerçekleştirilirse çok güzel bir sosyal alan daha oluşmuş olacak.Fakat; o alanla ilgili yıllardır çözülemeyen bir problem söz konusu. Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Sahil Dolgu Alanı 3. Etap projesinin açılışında da bu konuya değindi ve tüm siyasilere çağrıda bulundu. Yasal olarak Büyükşehir Belediyesi’ne verilmesi gereken 60 dönümlük alanın, dava açılıp kazanılmasına rağmen Büyükşehir Belediyesi’ne verilmediğini belirtti… Kürsüden tüm siyasetçilere seslendi…
Öte yandan ise Süleymanpaşa Belediye Başkanı Cüneyt Yüksel’in seçim vaatleri arasında yer alan ve Milli Savunma Bakanlığı’na ait askeri alana yapılması planlanan millet bahçesinin yapımına ilişkin çalışmalar başlatıldı. İki belediye tarafından alınmak ve proje yapılmak istenen alanlar merkezi hükümete bağlı. Bir belediye, en kısa sürede buna ulaşırken,diğeri neden ulaşamıyor? Bürokratından siyasetçisine, herkes tek amacın halka hizmet olduğunu her ortamda söylerken, bu iki olay arasındaki durum neyin göstergesi?
Sayın Yüksel, iktidar partisi ile aynı partiden olmasının ayrıcalık getirmediğini, siyasi görüş fark etmeksizin, gidip görüşüldüğünde, istenildiğinde taleplerin gerçekleştirildiğini ifade ederken; Sayın Albayrak’ın dava açılıp, kazanılmasına rağmen Büyükşehir Beldiyesi’ne alanın tahsis edilmediğini dile getirmesi kafalarda soru işareti bırakıyor. Bu durumda iki seçenek var; ya siyasi rant düşünülerek süreç uzatılıyor ya da Kadir Başkan istemesini, durumu halka anlatmasını bilmiyor… Bence ikisi de… Burada olan ise; hizmet etme aşkıyla koltuklarında olduklarını söyleyenler tarafından hizmet götürülemeyen halka oluyor…
Haftaya damgasını vuran ve ceremesini vatandaşın çektiği diğer bir konu ise Süleymanpaşa Belediyesi’nin Karlık Caddesi üzerinde ki asfaltlama çalışmasının ardından TESKİ tarafından yapılan çalışma… İki başkanın karşı karşıya geldiği olayda, Süleymanpaşa Belediye Başkanı Cüneyt Yüksel, TESKİ’yi hainlikle suçlayıp, boruların mevzuata uygun şekilde döşenmediğini dile getirirken Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Süleymanpaşa Belediyesi’nin asfaltlama çalışmaları sırasında alt yapıya zarar verdiğini kaydetti.
Yüksel, bizzat su patlaklarının olduğu yerlerde videolu görüntülerle durumu anlatırken; Albayrak, TESKİ’den gelen bilgilendirme notunu sadece sosyal medya hesabından paylaştı. Burada Kadir Başkan’ın hem kendini anlatma hem de bilgilendirme konusunda ki eksikliği ve bazı konularda kendisinin de eksik bilgilendirildiği tekrar gözler önüne serildi.
Karlık Caddesi’ndeki su borularına belki iddia edildiği gibi Süleymanpaşa Belediyesi çalışması sırasında zarar verilmiş olunabilir… Ama hiçbir çalışmanın yapılmadığı alanlarda yaşanan patlaklar neden kaynaklanıyor? Karlık Caddesinde yaşananlardan önce; Ertuğrul Mahallesi İbrahim Müttefferrika parkının orada bir su patlağına denk gelmiştim ve herhangi bir çalışma da söz konusu değildi. Parke taşların arasından sular çıkıyordu. Neden bu kadar sık aynı problem yaşanmakta? Nerede eksiklik ve yanlışlık yapılmakta? Bunlar cevaplanmalı… Bu arada belirtildiği gibi Ördeklidere caddesinde, Cumhuriyet Meydanı’nda yoğun su baskınları meydana geliyor ve ölümler yaşanıyordu. Artık bunlar yaşanmıyor. Bu bir başarıdır ama onun haricinde tartışma konusu olan su patlaklarının artık çözüme kavuşturulması gerekiyor.
Cevaplanması gereken sorular aslında çok basit… Burada ki asıl temel sorun nedir? Sahada çalışan personel mi? Problemlerle doğrudan ilgilenmeyen, Kadir Başkanın eksik bilgilendirilmesi ve bu yönde kamuoyuna açıklama yapmasına neden olan yöneticiler mi? Ya da bu ekibi oluşturup, onlara güvenenler mi?