Herkese merhabalar. Uzun zamandır Tekirdağ siyasetini takip eden bir gazeteci olarak, elimden geldiğince gözlemlediğim olayları siz okurlarla paylaşma gayreti içerisindeyim.
Şimdiden hepinize iyi okumalar dilerim.
Malum, yerel seçimlerin hemen ardından seçimi kazananlar ciddi bir rehavete kapılırken, seçimin en büyük kaybedeni AK Parti ise kongre süreçlerine odaklanmıştı.
Artık Tekirdağ’da siyaset mekanizması yavaş yavaş oturmaya başladı.
Cumhuriyet Halk Partisi, yerel seçimler sonrasında her ne kadar bir bütünlük görüntüsü vermeye çalışsa da durumun bu denli olmadığı çok açık ve seçik bir şekilde seçmenin gözü önünde yaşanıyor.
Kahve dedikoduları, Candan Yüceer ve örgüt çekişmesi, ilçe belediye başkanlarının aralarında ekipleşmeleri, yerelden çıktığınızda İmamoğlu-Özgür Özel çekişmesi…
Bu yaşananların hepsini seçmenler izliyor ve takip ediyor. Her ne kadar Cumhuriyet Halk Partisi örgütü ve seçilmişleri bu durumu gizleyebildiklerini düşünseler de, maalesef durum düşündükleri gibi değil.
Gelelim AK Parti’ye. AK Parti, seçimlerin hemen ardından sessizliğe büründü.
Kongre süreçleri başlatıldı; ilçe kongreleri, gençlik kolları, kadın kolları derken, geçtiğimiz günlerde de il başkanlığı kongresi tamamlandı.
Yavaş yavaş kıpırdanacağını düşündüğümüz AK Parti’nin nasıl bir muhalefet yapacağı merak konusu olurken, il kongresi sonrasında parti içindeki çatlak sesler bir hayli arttı.
Çerkezköy’den gazeteci meslektaşlarımın tepkisini okudum mesela: “İl yönetiminde Çerkezköy’den neden kimse yok?” Haklılar, malum AK Parti’nin en çok oy aldığı yerlerden birisi Çerkezköy…
Bazı isimlerin yönetime alınmak istendiği, bazı vekillerin bu isimlere karşı çıktığı, Ankara’da il başkanının başka birisi olması için çalışıldığı, son anda Ali Gümüş’te karar kılındığı…
Şu an için hepsi birer dedikodu ama ateş olmayan yerden duman çıkmaz…
İYİ Parti yeni yönetimini duyurdu, DEVA Partisi transferler gerçekleştirdi, Gelecek Partisi hareketleniyor, MHP de kısa zamanda atağa kalkacak…
Tüm bunlar olurken sessiz sedasız kurulumunu tamamlayan A Parti (Anahtar Parti), il yönetim kurulu listesini YSK’ya vererek resmiyet kazandı. Bizleri şaşırtmadı da değil. Normalde yeni kurulan partiler öyle kurucu yönetimini 70 kişi falan kurmazlar; 20-30 kişi kafi, üstü zamanla oturur, kongrede tamamlanır.
Ama anlaşılan Anahtar Parti işi sıkı tutuyor.
Anlayacağınız, sayın okur, siyaset hareketleniyor. Sizce tüm bunlar erken bir seçimin işaretçisi mi?