O “GEZİ” OLAYLARINI ÖNCEDEN YAZMIŞTI

O “GEZİ” OLAYLARINI ÖNCEDEN YAZMIŞTI

Yayınlama: 25.09.2013
388
A+
A-

 

YAZAR TAYFUN ŞAHİN" HAZEL" ADLI ROMANINDA GEZİYİ YAZMIŞTI

 

“HAZEL” adlı kitabıyla tüm Türkiye’de bir okuyucu kitlesi oluşturan Tekirdağlı yazar Tayfun Şahin, AJANS TEKİRDAG'a çarpıcı açıklamalarda bulundu. Alışılmışın dışında bir üslup kullanarak günümüzde okuma alışkanlığı olmayan gençlere hitap eden ve bu alanda başarıyı yakalayan yazar, bu periyotta yaşadıklarını ve okuyucuya nasıl ulaştığını roman akışında dile getirdi.


Bu konuda düşüncelerini sitemizde paylaşan Tekirdağlı yazar Tayfun Şahin şunları söyledi, “Şimdiye kadar  dört kitap çıkardım beşincisi yolda. Kitaplar birbirini takip eden seri olup, hepsi 2020 yılında başbakan olacak bir çocuğun hikayesini anlatıyor. Gezi olaylarının bu şekilde olacağını bilmiyordum ama “BAŞKAN” da bir ayaklanmanın olacağını işlemiştim. Bu kitabı gezi olaylarından önce yazmıştım. Gezi olayları olunca, okuyuculardan ilginç tepkiler aldım. Geleceği mi gördünüz? Cinlerden haber mi aldınız? “ diye sorulunca, ondan sonra fark ettim. Hatta kitapta hangi güçlerin, adı geçen baronların, ya da ülkelerin isimlerini zaten orada vermişim. Kitabı yazmaya başlamadan önce, kendime sordum; Nasıl bir kitap okumak isterim? Çünkü, edebiyat dediğimiz sanat ağır bir sanattır. Herkesin yapacağı bir sanat değildir. Hele ki günümüzün gençlerinin okuyabileceği hiç değildir. Betimleme dediğimiz uzattıkça uzatılan yapıyı ortadan kaldırdım. Direk konuları işledim. En önemlisi de, hiç bir dine, dile, ırka eğilim yapmadan yaşamak istediği bir hayat olarak anlattım. Daha doğrusu kendimi, görmek istediğim bir ülkeyi anlattım. Kitaplarımın ana teması, bir başkan profili oluşturdum. Hem medeni, hem İslami şartlarda ülkesini yöneten bir başbakan modeli oluşturdum. Tamamen amacım buydu.


Ayrıca, temel amacım, kitaplarımı gençlere, öğrencilere ücretsiz sunabilmekti. Bunun için çok tanınmış insanların, işadamlarının kapısını çaldım. üstelik bunlar vergiden de muaf olacaklardı. Ama maalesef ben elimden geleni yapmak durumunda kaldım. Kazandığımı  bu iş için harcadım. Tekirdağ’da, hatta Türkiye’nin her tarafında, okul kütüphanelerinde hatta ilçe kütüphanelerinde kitaplarımı bulmayı mümkün hale getirdim. Bu kitaplarda, yaşamış olduğum gerçek hikayeleri birilerine duyurmak amacıyla bu yola çıktım.  Çünkü benim normal bir hikayem yok .Fakat kitap çok beğenilip çok satınca, devamı da gelmiş oldu.


Bu yola çıkacak arkadaşlara önerim, biz çok çabuk vazgeçen insanlarız. Bugün doktor olmayı isteyip, yarın başka bir hedefe yönelen bir milletiz. Vazgeçmesinler, Önemli olan inanmak ya da doğru yerde, doğru zamanda doğru şeyi seçmektir. Bana internet aracılığıyla, “yazar olmak istiyorum, ne yapmam lazım? “ diye sorular geldi. Yaz, yazmaya başla. Ben yazar değilim. Değildim zaten. Köşe yazarlığım elbet vardı ama, köşe yazarlığıyla kitap yazmak çok farklı şeyler. Vazgeçmesinler. Örnek olarak da şunu alsınlar; önce giriş, ortası ve sonunu yazıp, sonra araları doldursunlar. İlham konusuna da katılmıyorum. O sizin hayal gücünüzdür. Hayal gücünüz ne kadar iyiyse, ne kadar çabalarsanız kadar başarılı olursunuz. Bir de hikayeye odaklanmak çok önemlidir. İlhamın gelmesini beklerseniz, işiniz çok zor. Yeni kitabıma başladım. Bu kitapta, cennet-cehennem arasında bir yerde, iyilikle kötülükler arasında, yalanla-doğru arasında, en kötüsü de şeytanla bir Veli’nin arasında kalmış adamın hikayesini konu alıyor. En hassas konu da, benim bire-bir yaşadığım olaydan yola çıkarak, günlük yaşamımızda sağlık alanındaki sorunu ele almasıdır.” Dedi.