Tartışmaların Odağında “Protesto Alanı” (Köşe Yazısı)

Tartışmaların Odağında “Protesto Alanı” (Köşe Yazısı)

Yayınlama: 14.09.2022
509
A+
A-

Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Türkiye’de ilke imza atarak, büyükşehir belediyesi hizmet binasının bahçesine protesto alanı kurdu.
Protestoların gölgesinde açılan Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi yeni hizmet binasına kurulan protesto alanını, sosyal medyadan duyuran Albayrak; “Her türlü eleştiriyi ve protestoyu kendimizi geliştirmek için bir fırsat olarak görüyoruz. Yasal haklarınız çerçevesinde eylemlerinizi Tekirdağ Belediyesi’ni Protesto Etme Alanı’nda gönül rahatlığıyla yapabilirsiniz” dedi. Paylaşıma tebrik ve beğeni mesajlarının yanı sıra eleştirilerde geldi.

“Başkan, dalga mı geçiyor. Sizinle uzlaşmaya niyetim yok. Boş alanda bağırın demek istiyor” diyenler de oldu. Tam bir demokrasi ve ifade özgürlüğü diyerek tebrik edenlerde…

Durumu yorumlama şekli, nereden bakıldığına göre değişir. Her ne sebeple olursa olsun, altından ‘ne mesaj verilirse verilsin’ söz konusu atak, önemli… Mesaj veya sonuç nasıl yorumlanırsa yorumlansın, ifade özgürlüğü kapsamında olumlu bir davranış.

“Protesto alanını kurdu. Şimdi sorunlar çözüldü mü? İşçilerin zam talebi kabul edildi mi?” Eleştirilerinden ayrı olarak, anlaşılamayan durumlarda, bir yöneticinin; ‘anayasal hakkınızı kullanıp, kendinizi ifade edip, eylem yapabilirsiniz’ demesi oldukça mühim.

Paylaşımda da yer alan; “İfade özgürlüğüne olan saygımızın bir ifadesi olarak hizmetinizde olacaktır” sözleriyle, Albayrak’ın protestolara saygı duyduğunu belirtmesi son derece önemli.  Ülkemizde malum, en ufak bir eylem ve protesto girişiminde yaşananlar ve müdahaleler göz önüne alındığında, dile getirilen söylemler bile kıymetli…

Aslında herhangi bir konuda protestoya gidilmeden sorunlar çözülsün,  eylemlere gerek kalmasın. Fakat, uzlaşı sağlanamadığı durumlarda, eyleme gidilen, protesto edilen sorunların çözümü muğlak  dahi olsa; belirlenen protesto alanı, demokrasi ve ifade özgürlüğü adına şehrimiz ve ülkemiz için önemli adımlardan…

Köşe Yazısı: Serap Cömertoğlu İşcan