Şentop; ‘Karanlık Dönem Geride Kaldı’

Şentop; ‘Karanlık Dönem Geride Kaldı’

Yayınlama: 19.05.2019
300
A+
A-

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, günümüzde kadınlar ve kızların eğitim ile inanç arasında tercihe zorlandıkları baskıcı anlayışla muhatap olmadıklarını belirterek, “Türkiye, demokratik hamleler ve özgürlükçü politikalar sayesinde bu karanlık dönemi geride bıraktı. Artık başörtülü öğrencilerimiz yüksek eğitim alabilmekte, eğitimli kızlarımız ve kadınlarımız kamu da dahil bir çok alanda istihdam imkanı bulabilmektedir” dedi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Tekirdağ’da Kadın ve Demokrasi Vakfı’nın (KADEM) düzenlediği iftar yemeğine katıldı. AK Parti Tekirdağ Milletvekilleri Mustafa Yel, Çiğdem Koncagül, Vali Aziz Yıldırım’ın da katıldığı iftar programında konuşan Şentop, KADEM’in yaptığı çalışmalara değinerek ailenin önemine vurgu yaptı. Şentop, şöyle konuştu:

“Fert olarak bizler, hem bir zaman diliminin, hem bir inancın, hem bir kültürün, hem de bir ülkenin ve milletin mensuplarıyız. Geleneksel ilişki biçimlerinin ve kadim inançların hakim olduğu çağlarda insanın hayatı nispeten daha kolay ve daha tekdüzeydi. Fakat mensubu olduğumuz modern çağda fertlerin hayatı zor, yön bulmayı zorlaştıracak kadar karmaşık ve düşünmeye fırsat bulamayacağımız ölçüde hızlı. Modern çağ insanı, hızlı olma mecburiyeti ile acımasız rekabete dayalı hayat arasında büyük bir bunalımı yaşamakta. Bu durum, geleneksel değerlerin yerle bir olması ve toplumların alışılmış dengelerinin bozulması sonucunu doğuruyor. Bunun adı, karmaşadır, kaostur. Toplumlar, alışılmamış bu karmaşaya muhatapken aslında en büyük darbeyi geleneksel kurumlar yiyor. Bu kurumların başında da aile gelmekte. Bütün toplumlarda, hususen de bizde ailenin mayası kadındır. Bu yüzden, modern dönemlerin karmaşık durumunu tasvir ederken asıl darbeyi kadının yediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Tam da bu noktada, modern çağda kadın olmak bir mesele olarak ortaya çıkıyor. Bu durum, kültürel bütün ayrımların ortadan kalkmaya başladığı küresel süreçte daha da barizdir. Ve bu mesele, sadece bizim için değil, bütün dünya toplumları için geçerlidir.”

‘KADIN VE ERKEK TOPLUMU SIHHATLİ TUTMANIN BÖLÜNMEZ UNSURU’

Kadının hayattaki ve toplumdaki konumu geçmişten bu yana önemli bir mesele olageldiğini söyleyen Şentop, sözlerin şöyle sürdürdü:

“Geçmişin bazı toplumlarında kadınlar dönemin insanlık değerinin altında muamele görmüştür. Mesela eski Çin’de kadın insandan sayılmazdı. Hatta ona ad dahi takılmazdı. Eski Roma ve İran imparatorluklarında kadının insan olup olmadığı dahi tartışılmıştır. Eski Yunan toplumlarında kadının evin en karanlık odalarına hapsedilip hayatın dışında tutulduğu vakidir. Ortaçağ Batı dünyasında kadının yeri çok daha vahim bir noktadadır. Kadınlar kirli, değersiz ve tehlikeli kabul edilmiş, emeği, anlamı ve hatta varlığı yok sayılmıştır. Birçok Avrupa ülkesinde yüzyıllarca her türlü kötülüğün kaynağı olarak kadınlar görülmüş, cadı oldukları iddiasıyla 17’inci yüzyıla kadar bazı kadınlara, hatta çocuklara yakılarak öldürülme cezası tatbik edilmiştir. Batı dünyasındaki bu aşırılıklar ve sapkın inanışlar, modern dünyada başka aşırılıklara, yanlışlıklara yol açmıştır. Modern dünyada kadının yerini tayin edilirken ve kadının toplum içindeki konumunu güçlendirme çalışmaları yürütülürken çok temel bir yanlış yapıldığını görüyoruz. Bu yanlış, kadınla erkeği çatışmaya mecbur varlıklar olarak görme ve gösterme anlayışıdır. Bu anlayışın tabi sonucu, kadının ancak erkek aleyhine güçlenebileceği ve değer kazanabileceği algısıdır. Bu algıysa, kadını güçlendirmek bir yana, onu yalnızlaştırmaktadır. Oysa kadın ve erkek, toplumu sıhhatli bir yapıda tutmanın iki bölünmez unsurudur. Bu unsurlar birbirlerinin can düşmanı değil, yardımcıları ve tamamlayıcı cüzleridir. Bu yüzden, sadece kadın veya sadece erkek merkezli düşünerek bir toplumu dengede tutmak mümkün değildir. Sizler de bilmektesiniz ki bizim inancımız kadına sadece bir cinsiyetin mensubu olarak bakmamıştır. Bizim inancımız kadını, toplumun ve kültürün ana unsuru olarak görür. Bu yaklaşımda kadına verilen değer, aynı zamanda aileye ve topluma verilmiş değerdir.” 

‘TÜRKİYE KARANLIK DÖNEMİ GERİDE BIRAKTI’

TBMM Başkanı Şentop, “Türkiye olarak bizim de kadının konumu hususunda uzun ve çileli bir yolculuğumuz olmuştur” diyerek, “Bir tarafta geleneksel değerlerine, inancına bağlı kalmakta ısrarcı olan yığınlar, öte tarafta geleneksel değerleri ve inancı küçümseyen bir elit yaklaşımı. Çok uzun süre bu karşıtlığın ülkemize hakim olduğunu üzülerek belirtmek zorundayım. Fakat Türkiye, 1950’lerden itibaren hızla şehirleşmiş, 1980’lerden sonra bu geniş şehirli nüfusun yeni talepleri belirmeye başlamıştır. İnancıyla eğitim hakkı arasında tercihe zorlanan geniş kitleler, ‘hem inancımı sürdürmek, hem de eğitim almak istiyorum’ ısrarında olmuştur. Bu ısrar uzun süre, yasakçılık duvarıyla engellenmeye çalışılmış, 1980’lerin ve 1990’ların büyük bölümü bu dramatik mücadele ile geçmiştir. Çok şükür bugün artık kadınlarımız, kızlarımız, eğitim ve inanç arasında tercihe zorlandıkları baskıcı anlayışa muhatap değiller. Türkiye, demokratik hamleler ve özgürlükçü politikalar sayesinde bu karanlık dönemi geride bıraktı. Artık başörtülü öğrencilerimiz yüksek eğitim alabilmekte, eğitimli kızlarımız ve kadınlarımız kamu da dâhil bir çok alanda istihdam imkanı bulabilmektedir” diye konuştu.

‘TÜRKİYE, BİR UMUDUN, BİR HAMLENİN VE İNSANLIK DAVASININ ADIDIR’

Türkiye’nin eski Türkiye olmadığının ifade eden Şentop, “Türkiye, bugün artık sadece bir ülkenin ve bir coğrafyanın adı değildir. Türkiye bugün, bir umudun, bir hamlenin ve insanlık davasının adıdır. Ve Türkiye bugün, sadece vatanımızın değil, aynı zamanda vazifemizin adıdır. Vazifemizi hakkıyla yerine getirmek, kadın-erkek hepimizin boynunun borcudur. Bu borcu hakkıyla ödemenin yoluysa, ülkemizin ihtiyaç duyduğu donanıma sahip olmaktır. Bu bakımdan, KADEM’in ve Tekirdağ şubesinin çalışmalarını yakından takip ettiğimi ifade etmek isterim” dedi.