Haklarınızı Biliyor musunuz ?

Haklarınızı Biliyor musunuz ?

Yayınlama: 14.11.2018
573
A+
A-

İnsan haklarının kaynağı, “insan doğası” ve bu doğanın özünde var olan “insan onurudur”. Tüm insanlar, insan olmanın gereği olarak, bu haklara din, dil, ırk, cinsiyet, toplumsal köken, ulusal vb. hiçbir ayırım gözetilmeksizin “eşit” bir şekilde sahiptirler. Yani, insan hakları “evrenseldir”; zamandan, mekandan, ekonomiden ve kültürden bağımsız olarak insanın varoluşuyla birlikte vardır.

İnsan haklarının doğuşu eski tarihlere dayanır. Ancak bu hakların bir kavram olarak şekillenmesi 18. yüzyılda başlamıştır. İnsan hakları düşüncesinin 1215’de İngiltere’de ilan edilen İngiliz Büyük Şartı (Magna Charta Libertatum) ile başladığı kabul edilmektedir. Bu Şart ile kişinin can ve mal güvenliğine sahip olduğu belirtilerek, kralın keyfi uygulamalarına son verilmiştir.

10 Aralık 1948’de ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi günümüzün Magna Charta’sı olarak kabul edilmektedir. Ayrıca bu tarihten önce benzeri beyannamelerin de ilan edildiği bilinmektedir. 1776 Virginia İnsan Hakları Beyannamesi veya Amerikan Bağımsızlık Beyannamesi, 1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Beyannamesi bunlara örnek olarak verilebilir. Bu beyannamelere göre insanlar doğal olarak özgür ve bağımsızdırlar, doğuştan vazgeçemeyecekleri ve devredemeyecekleri bazı haklara sahiptirler. İnsanların yaşama hakkı ve özgürlüğü vardır. Mülkiyet hakkına sahiptirler. Devletin bu hak ve özgürlükleri güvence altına almak ve bunları gerçekleştirilmesine elverişli ortamı hazırlamak gibi görevleri vardır. İnsan haysiyeti ve yaşama hakkı bütün bu hak ve özgürlüklerin temelini oluşturur.

İkinci Dünya Savaşının yıkıcılığı ve yakıcılığından sonra kurulan uluslararası  düzende insan haklarının korunması temel kaygı haline gelmiştir. Bu, bir anlamda insan hakları hukuku tarihinde “devrim” niteliğinde bir gelişmedir. Tarihte ilk kez devletlerin vatandaşlarına yönelik davranışları sadece onların iç meselesi olmaktan çıkmıştır. “Ben devletim, vatandaşıma dilediğimi yaparım” anlayışı, uluslar üstü organların kurulmasıyla birlikte tarihe karışmıştır. Bu organlara öncülük yapan belge, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’dir. Bunu, insan haklarını bölgesel ve evrensel düzeyde korumayı amaçlayan sözleşmeler izlemiştir. Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler bünyesinde hazırlanan ve “İkiz Sözleşmeler” olarak da bilinen Sivil ve Siyasi Haklar Sözleşmesi ile Sosyal ve Ekonomik Haklar Sözleşmesi, bunların en iyi bilinenleri arasındadır.

Bunların dışında, işkenceyle, ırkçılık ve her türlü ayrımcılıkla mücadele eden, kadın ve çocuklar gibi özel toplumsal kesimleri korumayı amaçlayan çok sayıda uluslar arası sözleşme imzalanmıştır. Avrupa         İnsan Hakları Sözleşmesi’nin kurduğu denetim mekanizması insan haklarının ulusal üstü düzlemde ne kadar etkili bir şekilde korunabileceğinin güzel bir örneğini vermiştir.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları, taraf devletlerin insan hakları mevzuatının ve uygulamasının geliştirilmesine önemli ölçüde katkılar yapmıştır. Bu haklar:

  • Yaşama Hakkı ve Kişi dokunulmazlığı
  • İşkence ve Kötü Muamele Yasağı
  • Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği
  • Düşünce ve İfade Özgürlüğü
  • Din ve Vicdan Özgürlüğü
  • Özel hayatın Gizliliği Hakkı
  • Adil Yargılanma Hakkı
  • Mülkiyet Hakkı
  • Ayırımcılık Yasağı
  • Toplantı ve Gösteri yürüyüşü hakkı
  • Dernek Kurma Hakkı
  • Çalışma Özgürlüğü
  • Dilekçe Hakkı
  • Seçme ve Seçilme Hakkı
  • Kamu hizmetlerine girme hakkı
  • Çalışma Hakkı
  • Sosyal Güvenlik Hakkı
  • Sendika Kurma Hakkı
  • Toplu Sözleşme ve Grev Hakkı
  • Yeterli Yaşama Düzeyi Hakkı (Beslenme, Konut )
  • Eğitim Hakkı
  • Sağlık Hakkı
  • Kültürel Yaşama Katılabilme hakkı…

 

Gibi bir sürü hakkınız vardır. Bu haklar yasa ve kanunlarla da genişletilmiştir. Haklarınıza sahip çıkın ve güçlü olan her zaman haklı değildir bunu da unutmayın!

Yazıma şu sözle son vermek istiyorum. Belki birilerinin kulağına küpe olur.

Soylu insan, hak ve adaleti her şeyden üstün tutar. Konfüçyüs