CHP’li Yüceer: “Yanlış olan İstanbul Sözleşmesi değil Zihniyettir”

CHP’li Yüceer: “Yanlış olan İstanbul Sözleşmesi değil Zihniyettir”

Yayınlama: 22.07.2020
283
A+
A-

CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik saldırılara tepki

gösterdi. Arzu edilenin  kadınların şiddete karşı savunmasız kalması, susması ve

kabullenmesi olduğunu belirten Yüceer, “Asıl değişmesi gereken kadınların kağıt üzerinde bile erkekle eşit haklara sahip olmasına tahammül edemeyen zihniyettir. Yanlış olan sözleşme değil bu zihniyettir. İstanbul Sözleşmesi bugünden itibaren amasız, fakatsız, tartışılmaya açılmadan etkin bir şekilde uygulanmalıdır” dedi.

CHP Tekirdağ Milletvekili ve Parti Meclisi üyesi Candan Yüceer, İstanbul Sözleşmesi’ne

yönelik saldırılara TBMM Genel Kurulu’nda tepki gösterdi. Kadınların sorunlarını erkeklerin

konuştuğu günlere geri dönüldüğünü vurgulayan Yüceer, “İstanbul Sözleşmesi’nin aileleri

dağılmasına yol açan, boşanmaları arttıran bir sözleşmeymiş gibi saçmalığa varan

yorumların köpürtüldüğünü görüyoruz. Son dönemde bu kampanyalara AKP Genel

Başkanvekili ve AKP Genel Başkanı’nın da ‘gereği neyse yaparız çıkarız’, ‘halk

istemiyorsa kaldırın’ sözleriyle katılmasını hayretle izliyoruz. Bu sözleşmeyi ya

okumamışlar ya da okuduklarını anlamamışlar” ifadelerini kullandı.

 

“Tecavüzcüyü, katilleri korumaz”

 

İstanbul Sözleşmesi’nin ayrımcılık ve şiddete karşı olduğunu  dile getiren Yüceer, “Bu

sözleşme devletin görevi yalnızca iş işten geçtikten sonra suçluların peşine düşmek değil,

o suç oluşmadan toplumsal koşulları dönüştürmektir diyor. Bu sözleşmenin nesine

karşısınız? Eşitlik politikalarına mı karşısınız? Kadınların şiddetten korunmasına mı

karşısınız yoksa devlete ödev ve görevler yüklenmesine mi karşısınız? ‘Aileyi korumaz’

deniyor, bu sözleşme ailenin tüm bireylerini korur ama tecavüzcüleri, katilleri, ailesine

şiddet uygulayanları korumaz. İnsan korunmadan da aile korunmaz. Arzu edilen kadınların

şiddete karşı savunmasız kalması. Kadınların şiddete karşı susması ve kabullenmesi” diye

konuştu.

 

“İnsan haklarına aykırı”

 

Toplumsal cinsiyet kavramının da hedef alındığını belirten Yüceer, “Kimse bu sözleşme var

diye cinsel yönelimini değiştirmiyor. Bu sözleşme kimseye cinsel yönelimini değiştir

demiyor. Devletler aile içi şiddet mağdurlarının haklarını cinsiyet, renk, ırk, cinsel tercih, din

gibi farklılıklar gözetmeden korumalıdır diyor. Yani cinsel yönelimi farklı bireylerin de

şiddetten korunmasını öngörüyor ki olması gereken de budur. Aksini iddia etmek, farklı

cinsel yönelimleri olan kişilerin her türlü şiddeti kabullenmesini ifade etmek, insan hakların

temel ruhuna, insanlığa aykırıdır” şeklinde konuştu.

 

“Değişmesi gereken zihniyettir”

 

Yüceer, “Asıl amaç kadının toplumsal rollerinin, kültürel normların değişmesine yönelik bir

tepki. Kadınları erkekle eşit görmeyen, kadınların kağıt üzerinde bile erkekle eşit haklara

sahip olmasına tahammül edemeyen, alerji gösteren bir zihniyetin yansıması. Kadını

yalnızca aile içinde, o da sesini çıkarmadığı sürece makbul gören, kadını birey olarak

görmeyen bir zihniyetin tezahürü. Asıl değişmesi gereken ortadan kaldırılması gereken

zihniyet budur. Yanlış olan sözleşme değil bu zihniyettir. Asıl eleştirilmesi gereken

sözleşme değil, sözleşmenin uygulanmamasıdır” ifadelerini kullandı.

“İstanbul Sözleşmesi’nden istenilince çıkılamaz”Türkiye’de her gün kadınların katlediğini vurgulayan Yüceer, “Şiddet sıradanlaşmış, gündelik hale gelmiş. Ama buna karşı etkin önlemler hala alımıyor. Sadece Haziran ayında 27 kadın katledildi, 23 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti. İstanbul Sözleşmesi yok yere yazılmadı, bir ihtiyaçtan doğdu, bir mücadeleden doğdu. İstanbul Sözleşmesi ve kazanılmış her hakkın temelinde binlerce kadının kanı, canı, gözyaşı ve acısı var. Milyonlarca kadının adalet mücadelesi var. Hak mücadelesi var. Öyle kolay değil. İstenilince çıkılabilecek bir sözleşme değil” sözlerini kaydetti.

 

“Kadınlar yaşamak istiyor”

 

Yüceer, “İstanbul Sözleşmesi bugünden itibaren amasız, fakatsız, tartışılmaya açılmadan

etkin bir şekilde uygulanmalıdır. Tek bir Şule Çet daha pencereden atılmaması için, tek bir

Nurtaç Canan daha katilinin adını duvara kanıyla yazmak zorunda kalmaması için, tek bir

çocuk daha annesinin boğazının kesilmesine şahit olmasın diye uygulanmalıdır. Siyasetin

eril güçleri farkına varmayabilir ama biz kadınlar için İstanbul Sözleşmesi, kadın sorunları

siyaset üstü bir meseledir. Türkiye’nin her yerinde kadınlar sesini yükseltiyorlar. Siyasi

görüşü, tercihi ne olursa olsun yaşamak istiyorlar. Eşit ve adil bir Türkiye’de haklarını

istiyorlar” şeklinde konuştu.