Buğday ve Süt Üretiminde Sıkıntı !

Buğday ve Süt Üretiminde Sıkıntı !

Yayınlama: 20.08.2020
518
A+
A-

CHP Tekirdağ Milletvekili  İlhami Özcan Aygun, buğdayda üretim hedeflerinin tutmadığını, verimin düştüğünü belirtirken, süt üreticisinin yaşadığı sıkıntılara işaret etti. Yem fiyatlarının altın fiyatı gibi arttığını, ancak çiğ süt referans fiyatının değişmediğini anlatan Aygun, “Sürekli ithalatla çözüm aranacağına, çiftçimize ve üreticimize destek olunmalıdır” uyarısını yaptı.

Aygun, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli tarafından yanıtlanması  istemiyle verdiği soru önergesinde, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO); “hububatta spekülatif kaynaklı fiyat artışlarının gıda enflasyonunu tetikleyici etkilerini önlemek ve hububatta fiyat stokçuluğunu engellemek” gerekçesi ile 500 bin ton buğday ile 60 bin ton arpa ithalatı için 25 Ağustos 2020 tarihinde ihaleye çıkacağına işaret etti.

16 Ocak 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile TMO’ya 1 milyon ton buğday ve mahlut, 700 bin ton arpa ithalat yetkisi verildiğini anımsatan Aygun, “ Bu kararın ardından 15 Aralık 2019 tarihli Resmi Gazete`de yayımlanan yeni Cumhurbaşkanı Kararı ile buğday ve mahlut ithalat yetkisi 1 milyon tondan 1 milyon 500 bin tona çıkarılmıştır. TMO, stokçuluğu önlemek için bu kararları aldığını açıklamıştır. Ancak, buğday ve arpada yaşanan stok sıkıntısı, TMO’nun açıklamalarını tekzip etmiştir. TMO’nun 2020 Ocak ayında 650 bin ton buğday, Şubat ayında 300 bin ton buğday ve 25 bin ton arpa ile Mart ayında 175 bin ton buğday ithalat ihalesi gerçekleştirmesinin ardından 25 Ağustos 2020 tarihinde de 500 bin ton buğday ve 60 bin ton arpa ithalat ihalesine çıkacak olması, yaşanan sıkıntıyı bütün boyutlarıyla ortaya koymaktadır” dedi.

BUĞDAY EKİM ALANLARI DARALIYOR

Yaşanan arz sıkıntısına rağmen, buğday ekim alanlarının daralmaya devam ettiğini anlatan Aygun, “2015 yılında 78.6 milyon dekarda buğday ekimi yapılırken, 2019 yılında bu rakam 68.5 milyon dekara gerilemiştir. 2015 yılında 22.6 milyon ton olan buğday üretimin 2019 yılında 19 milyon tona gerilediği görülmektedir. Buğday ekim alanları daralırken verim de düşmektedir. Buğday verimi 2015 yılında 287 kg/dekar iken, bu oran 2019 yılında 278 kg/dekara gerilemiştir” dedi.

Aygun, 2020 yılı TÜİK I. tahmininde buğday üretiminin 2019 sezonuna göre yüzde 7,9`luk artışla 20,5 milyon ton olacağının öngörüldüğünü anımsatarak, “Türkiye genelinde hububat hasadı neredeyse tamamlanmış olup TMO alımları geçen yılın altında kalmıştır. Üreticinin, tüccarın, stokçuların elinde ne kadar buğday olduğu da halen belirsizliğini korumaktadır” diye konuştu.

Aygun, şu sorulara yanıt verilmesini istedi:

  1. 2015/16 sezonunda buğday ve mamul madde karşılığı olarak 4,8 milyon ton olan ithalat, 2016/17 sezonunda 5,8 milyon ton, 2017/18 sezonunda 9,8 milyon ton, 2018/19 sezonunda 10.3 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. İthal buğdayların neredeyse tamamı un, makarna ve irmik üretiminde kullanılmakta, bunların bir bölümü ihraç edilmekte ve iç piyasada değerlendirilmemektedir. 2020 yılında da bu ithalat anlayışını sürdürerek, Türkiye’nin gıda güvenliğini tehlikeye mi atacaksınız?

  1. TMO’nun, “yurtta hububat fiyatlarının üreticiler yönünden normalin altına düşmesini ve tüketici aleyhine anormal derecede yükselmesini önlemek, bu ürünlerin piyasasını düzenleyici tedbirler almak” şeklinde görev tanımı bulunmaktadır. TMO’nun bu görevini bir yana bırakarak, üretimin devamlılığı için çiftçiyi desteklemek yerine piyasayı sürekli ithalat ile düzenlemeye çalışması; asli görevini yapmadığını göstermektedir. TMO’nun asli görevini yerine getirmesini sağlayacak önlemleri alarak, ithalat politikasından vazgeçecek misiniz?

  1. Tarım ve Orman Bakanlığı olarak; çiftçinin girdi maliyetlerini azaltmak, uygun kredi koşulları sağlamak,  çiftçi kârını gözeten taban fiyatları açıklamak ve yeterli alım yapmak, çiftçi desteklemelerini arttırmak ve zamanında ödeyerek buğday dahil tahıl üretim alanı, verim ve üretim miktarını arttıracak politikalar uygulayacak mısınız?

  1. Bir süt üreticisinin para kazanabilmesi için 1 litre sütle 1.3 kilogram yem alması gerekmektedir. Dünyada hayvancılık yapanların geçinebilmeleri için bu oran 1.3 süt-yem paritesi olarak belirlenmiştir. Türkiye’de süt-yem paritesi bozulmuştur. Yem fiyatları, altın fiyatları gibi arttıkça artmaktadır. Yemin kilosu 2 TL’ye dayanmıştır.  Nisan 2020’de bu fiyat, 1.3’tür. Yem sürekli zamlanırken, süt fiyatları sabittir. Üretici, artık bu zararı karşılayamaz hale gelmiş ve süt ineklerini kesime göndermeye başlamıştır. Türkiye’nin süt arzını tehlikeye sokan bu sorunu çözecek misiniz? Çiğ süt referans fiyatını, üreticinin yaşadığı sıkıntıyı önleyecek düzeye getirecek adımları atacak mısınız? Gıda Komitesi’ni bu yönde toplayacak mısınız? Çiğ süt destekleme primini arttıracak mısınız?

  1. 2020 yılı Ocak ayından bu zamana kadar ne kadar hububat ithalatı yapılmıştır?