Belirtilen Tüketim Tarihi, Son Kullanma Tarihi Değil !

Belirtilen Tüketim Tarihi, Son Kullanma Tarihi Değil !

Yayınlama: 17.06.2021
448
A+
A-

Tekirdağ Hayvanları Koruma Derneği ve ET-PA Gıda işbirliğinde sokak hayvanlarının beslenmesiyle ilgili sosyal sorumluluk projesine ilişkin toplantı düzenlendi. Proje kapsamında, farkındalık yaratmak amacıyla üretimlerde arta kalan gıdalar ve son kullanma tarihi geçmiş ürünler, sokak hayvanlarının beslenmesinde kullanılacak.

Projeye ve karkas et sektörüne ilişkin değerlendirmelerde bulunan ET-PA Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Levent Yüzücü,et ve et ürünlerine yönelik tesislerde hayvanların beslenmesinde kullanılabilecek çok sayıda atıkların yer aldığını ve değerlendirilebileceğini kaydetti.

İşlem sırasında arta kalan, tarihi geçmiş kullanıma uygun gıdaların hayvanların beslenmesinde önemli olduğunu belirten Yüzücü, “Bunların çöp olarak değer kaybetmesindense bir canlının boğazından geçmesi bizim için önemli. Bizler varsak onlar da var. Bizler yoksak onlar da yok. Tüketim tarihi geçmiş olmasına rağmen kullanılabilecek ürünler de hayvanlara gönül rahatlıyla verilebiliyor. Tüketim tarihi olarak belirtilen tarih aslında son kullanım tarihi değildir. Firmaların ve gıda mühendislerinin belirlediği limitler vardır. Bu ürünler, dolaplara tarih tarih yerleştirilir ve birer hafta arayla hepsinin açılımı sağlanır. Açılıp, koku testi, lezzet testleri yapılır. En son açılan ve bozulmayan tarih, bu ürünlerin dayanma süreçlerini oluşturur. Bunlar ihtimallerin en kötüsüne göre düzenlenir. Bizim dolaplarımız çok yüksek ve verimli dolaplar. Marketlerde, büfelerde ki soğutma sistemleri daha oturmamış. Elektrik faturası çok gelmesin diye akşamları fişi çekme olayları gerçekleşebiliyor. Bu tarz nedenlerden dolayı ürünlerde bozulma oluyor. Bu tarz sonuçlardan dolayı ürünün son kullanma tarihini olması gerektiğinden daha erken bir tarih olarak belirtiyoruz. Şu an denediğimiz çorbalık bir ürün var. Yaklaşık 6 aydır
dolapta bekletiyoruz ve onun bozulmadığını biliyorum. Bu ürün farklı bir dolapta o tarihe kadar dayanmıyor. 5 yada 6 çeşit numune alıp, dolaplara koyuyoruz. Her hafta açıp, inceliyoruz. Buna göre ortalama bir tarih alıyoruz. Örneğin bir Tekirdağ köftesine 7 günlük tarih veriyoruz. Ama köftenin 10 gün bozulmayacağını biliyoruz. Etiketlerde yer alan son kullanma tarihinde de ürünleri dağıttığımız yerlerden geri topluyoruz ve sağlam ürünleri hayvanlara veriyoruz. Hayvanlarımızı da çevremizi de düşünmek zorundayız. Her insan, yapılması gerektiği şekilde işini yapmalı. Çevreyi de hayvanları da göz önünde bulundurmalıyız. Kazanç sağlarken çevreye zarar vermenin hainlik olduğunu düşünüyorum”dedi.
Tekirdağ Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Bedia İlerle ise; “Derneğim Yönetim Kurulu adına katıldığım bu toplantıda, sizlerle tanışmaktan büyük mutluluk duyduğumu ifade etmek isterim. Tüm canlıların doymaya ihtiyacı vardır. Kent hayvanları bizlerle birlikte yaşamını sürdüren ve bizlerin katkısı ile yaşamını devam ettiren canlılardır. Onların önüne koyacağımız bir kap yemek için gösterdiğiniz çaba mutluluk verici. Derneğim yönetim kurulu adına teşekkür ederim. Sizden alacağımız besinleri, gönüllü arkadaşlarımız, kentin çeşitli besleme noktalarında yemek bekleyen sokak hayvanlarının önüne koyacaktır. Sağ olun, var olun” ifadelerini kullandı.

HER YIL YÜZDE 25 DÜŞÜŞ YAŞANIYOR

Hayvancılık ve et sektörünün başlıca sorunlarına ilişkin de açıklamalarda bulunan Yüzücü, hayvancılıkta büyük oranda düşüş yaşadığına dikkat çekti.
Hayvancılığın köylerde ki göç oranlarının artması ile birlikte daha da zorlaştığını vurgulayan Yüzücü, “Köylü kazanç sağlayamıyor.Mecburiyetten dolayı bazı gençler, şehre göç ediyor, iş kurmaya çalışıyor. Trakya’da hayvan sayısında her yıl yüzde 25 gibi düşüşler yaşanıyor. Hayvancılıkla ilgili devlet politikalarında da maalesef çok yeterli destekler yok. Bu şekilde giderse hayvancılığın, sütçülükten farkı olmayacak. Birkaç firma, köylüden direk süt alıp, mandıraları bitirdiler. Şimdi Trakya’da toplama yapan 5 tane süt firması var. Aralarında anlaşıp, alıp, işleyip istedikleri ücreti yazıyorlar ve kimse itiraz edemiyor. Eğer hayvancılık da bu şekilde çiftliklere dönerse, sütçülüğün akıbetinden farkı olmayacak. Bu alanın şirketleşmesi toplum için iyi değil. Örneğin, ileride 200 çiftlik bir araya gelip, dernek oluşturup, tekelleştirip tüm piyasayı yönetebilirler. Buna devletin yetkili mercilerinin el atması, ilgilenmesi gerekiyor. Hayvan bakımı çok ağır, yem maliyetleri çok yüksek. Kar marjı çok düşük. Yetişkin bir dananın kilosuna 1 lira destek veriliyor. Bu 2 lira olsa hayvan sayısı artabilir. Bir danaya bakıyorsunuz ve 18-20 ayın sonunda devletin destek olarak verdiği para 250 lira. Sütte de aynı şey geçerli. Toplu üretimlerde belki iyi bir bedel olabilir. Köylerde 4 tane dana yetiştirip, satan vatandaşın aldığı ücret bin Lira. Çiftlik bazında düşünüldüğünde 800 hayvanda ciddi bir rakam ama az sayıda hayvan bakanlar için bu rakam hiçbir şey. Sistemi değiştirip az hayvan bakana daha çok destek verilmesi gerekiyor. Öte yandan çiftlik hayvanı ile köyde yetişmiş hayvan arasında lezzet ve kalite olarak da fark mevcut. Köylerde ki hayvanlar, meralarda otlayabiliyor yada ekilen arpa hayvanlara verebiliyor. Çiftliklerde çok organik olmayan bir beslenme söz konusu. Dışarıdan takviye ürünlerle beslenme mevcut. 18-20 aylık beslenme süresi 12-13 aya indirildi. Hayvanlara gıda takviyesi veriliyor. Birçok açıdan bakıldığında uygulanan politika maalesef yanlış. Meslek odası başkanlığı yapanların çoğunun ise o meslek grubuyla ilgisi olmaması da en büyük sorunlardan bir tanesi. Üreticinin gerçek sıkıntısını bilmeyen ve taleplerini anlamayan çoğu kişi oda başkanlığı yapıyor. Bu olumsuzlukların en kısa sürede iyileştirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Gerçekleşen toplantıda, Tekirdağ Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Bedia İlerler, ET-PA Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Levent Yüzücü, satış sorumluları Cansu Nalcı ve Aylin Alkayabaş yer aldı.