BÖYLE BİR UYGULAMA İLK DEFA OLDU
Emniyetteki basın odalarının resmi bir yazıyla duyurulup kapatılması ve habercilere giriş yasağı uygulamasının bir "ilk" olduğu belirtiliyor. 12 Eylül dahil, Emniyet'teki basın odalarının darbe dönemlerinde bile kapatılmadığı ifade ediliyor.
ŞUBELERE GİRİŞ ZATEN YASAKTI, ODALAR BASIN AÇIKLAMALARI İÇİN
Şu anki uygulamaya göre de gazetecilerin, soruşturmaların sürdüğü şubelere girişi mümkün değil. Girişler ya randevu ya da basın açıklamaları nedeniyle duyurulan davetle yapılıyordu. Haberciler, kaldırıldığı bildirilen odaya gelen davetle şubelere girebiliyordu. Türkiye'nin gündemini meşgul eden önemli olaylar ve bazı soruşturmalarda, gazetecilere yönelik daha sıkı, ama kısmi ve geçici kısıtlamalarla karşı karşıya kalınıyordu. Bu dönemlerde söz konusu binalara haberci giriş çıkışı istisnasız yasaklanıyordu.
TGC: BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE AÇIKÇA MÜDAHALEDİR
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, gazetecilerin emniyet müdürlüklerine girmesinin yasaklanmasını kınayan bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Emniyete basının girmesinin yasaklanması sansürdür.” denildi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’nun açıklamasında şu görüşlere yer verildi: “İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamayla, 22 Aralık tarihi itibariyle Türkiye genelinde basın mensuplarının emniyete girişlerinin yasaklandığı duyuruldu.
Duyurunun ardından Vatan ve Gayrettepe emniyet binalarında görev yapan gazetecilerin şube giriş kartlarını iade etmeleri istendi. Alınan bu karar gazetecilerin halkın gerçekleri öğrenme ve bilgilenme hakkını engelleyen vahim bir karardır. Gazetecilere ‘bilgi almayacaksın, halka duyurmayacaksın’ direktifi verilmektedir. İktidar ‘hangi bilgiyi verirsem onu duyuracaksın, araştırıp bilgi alma hakkın yok’ demektedir. Demokrasinin varolduğu herhangi bir ülkede böyle bir uygulamanın olabileceği düşünülemez. Sonuç itibariyle bu karar Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda temel hak ve özgürlükler içinde değerlendirilebilecek vatandaşın bilgi edinme hakkının sakatlanması anlamına gelmektedir. Basın özgürlüğüne açıkça müdahale ve sansürdür. Yasalar çerçevesinde görev yapan ve vatandaşın güvenliğini sağlamakla yükümlü bir kurum olan Emniyetin bu Anayasal hakkı görmezden gelmesi beklenemez. Bu idari işlemin geri alınmasını ve en kısa sürede yanlıştan dönülmesini istiyoruz.”
SERTEL: BÖYLESİNE BİR UYGULAMA 12 EYLÜL DÖNEMİNDE BİLE GÖRÜLMEDİ
Gazetecilere yönelik 'yasakçı' uygulamayı eleştiren Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı Atilla Sertel, "Böyle bir dönem yaşanmadı. Böylesine bir uygulama 12 Eylül döneminde bile görülmedi." dedi.
Gazetecilerin kamu yararına görev gördüğünü hatırlatan TGF Genel Başkanı Atilla Sertel, yaptığı yazılı açıklamada şöyle dedi: "Gazetecilere yönelik getirilen yasakçı uygulamalara bugün bir yenisi daha eklendi. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan genelge ile Türkiye genelinde 22.12.2013 tarihi itibariyle basın mensuplarının Emniyet müdürlüğü hizmet binalarına giriş yapamayacakları duyuruldu. Genelgede ayrıca gazetecilerin bazı emniyet hizmet binalarında yer alan basın odalarına giriş kartlarını iade etmeleri de istendi. Ülke gündeminin 'hırsızlık', 'yolsuzluk' gibi son derece ağır ithamlarla meşgul olduğu bugünlerde yayımlanan genelge son derece manidardır. Gazeteciler halkın bilgi edinme hakkı adına kamu yararına görev görmektedirler. Bu genelge toplumun bilgi edinme hakkını engellemek olduğu kadar, sansürcü bir uygulamadır. 12 Eylül döneminde bile gazeteciler böyle bir uygulamaya maruz kalmadı. Türkiye'de böyle bir dönem yaşanmadı. Toplumun gerçekleri görmeye, öğrenmeye en fazla ihtiyacı olduğu bir dönemde alınan yasaklama kararını kınıyor, İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nü Türk basın tarihine kara bir leke olarak geçecek bu kararı yeniden gözden geçirmeye davet ediyorum." dedi.