Eğitimde Sistem Eylül Ayında Değişiyor

Eğitimde Sistem Eylül Ayında Değişiyor

Yayınlama: 25.03.2019
270
A+
A-

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Tekirdağ’da Öğretmenler ve iş insanları ile bir araya geldi. Tekirdağ Valiliği toplantı salonunda İş insanları ile bir araya gelen Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Yeni eğitim sisteminin Eylül ayı içerisinde faaliyete geçeceğini belirtti.

EYLÜL AYINDA DÜNYA STANDARTINA GEÇECEĞİZ !

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ;‘’Bu anlamda orta öğretimde Türkiye’de 16-17 ders var lisede, bir senede.Japonya’da ama Kanada’da, İngiltere’de, Yeni Zelanda’da, Avustralya’da,ABD’de lisede 5-6 ders var, bizde 16-17 ders var.Neden bizde bu kadar çok ders varda onlarda az olduğu halde onlar bizden daha başarılılar çünkü belli bir alanda derinleşiyor bu çocuklar, belli bir alanda özelleşiyor ve sevdiği alana yoğunlaşıyor. Küçük Küçük çukurlar kazmıyor, çocuk kuyu kazıyor, kuyu kazarsa suyu bulacağını biliyor ama çukur kazarsa suyu bulamayacağını biliyor çocuk.Buna rağmen bu sistem böyle devam ediyor.Peki ne yapacağız ? Çözümümüz ne ? Çözümümüz hemen 9. Sınıflardan başlayarak eylül ayından itibaren bütün Türkiye’de bu uluslar arası standartlara doğru geçmek.Bunun hazırlıkları bitti, bir eksiğimiz gediğimiz yok.Her şeyi yapmaya hazırız Eylül ayından itibaren. Ama bunu bütün Türkiye’ye aniden yapmayacağız.Çocuk bir kuralla başladıysa liseyi o kuralla bitirecek.Yani oyunun ortasında kural değişmeyecek.Dolayısıyla bizim muhakkak suretle çocuğun sükunetini, anne babanın sakinliğini efendim sistemin dinginliğini kullanmamız lazım.Bunu koruduğumuz ve 3 sene içerisinde neyin ne zaman olacağını belirli hale getirdiğimiz zaman ki bunu getirdik, dökümanla birlikte.O zaman herkesin bi taahhüt olduğunu,hesap verebilirliğin şart olduğunu hissetmesi sağlanır.Bu bir bakanlık işi değil, bu bir toplum işi, bu bir memleket ödevi, bu bir ülke ödevi, bu bir  şahıs veya bürokrat ödevi değil, bu bir ülke ödevi. Bu yüzden de hep beraber sahip çıkmak ve eğitimin nelere kadir olduğunu hissetmek lazım. Her zaman söylüyorum ben Çin’de ki dahi sayısı, üstün zekalı sayısı Türkiye’nin nüfusu kadar.Şimdi kimle rekabet ediyoruz ne yapmaya çalışıyoruz bunu anlamamız lazım.AR-GE harcamalarımızı yükseltmemiz lazım. Bizim bu anlamda yüksek teknoloji ile yaptığımız ihracatı kat ve kat arttırmamız lazım ama bunların hepsi eğitimden geçiyor ama mevcut eğitimden değil.Mevut eğitimi daha iyi yapmak daha kötü yapmaktır.Mevcut eğitimi daha iyi yapıyor olan okullar aslında daha kötü yapıyorlar.Dolayısıyla bizim burada yaptığımız eğitimin kalitesine soru sormamı lazım.Yaptığımız eğitimin uluslar arası geçerliliğini sorgulamamız lazım. Bir Türkiye için bir şey yapmıyoruz. Tekirdağ,Edirne ile yarışmıyor. Edirne, Konya ile yarışmıyor. Türkiye dünya ile yarışıyor.Türkiye küresel rekabet içerisinde ve eğitimi bu rekabet içerisinde değerlendirmek zarureti var. Bu zarureti eğer Milli Eğitim bakanlığı hissetmezse ki değişim kolay değil, eğitim en muhafazakar kurumdur ve eğitimde ki direnç en yüksek direnç alanıdır.Fakat bu olmaz değil, toplum çok ileride, toplumun beklentileri çok yüksek, bu beklentiler hazırlarken biz yapabiliriz bunu.’’

EĞİTİM SİSTEMİ BİZİM DENEME TAHTAMIZ DEĞİL !

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ;‘’Aldığımız her kararın simülasyonunu yapıyoruz.Hepsinin modellemesini yapıyoruz, hepsinin risk analizini yapıyoruz.Hangi kararı ne zaman alacağımızı biliyoruz.Muhakkak pilotlama yapıyoruz.Bu ülkenin eğitim sistemi bizim deneme tahtamız değil.Bütün pilotlamalarımız ön pilot, orta ölçekli pilot ve ülke ölçekli çalışma diye 3 kademe de gerçekleştiriyoruz. Bir çok projemiz ilan ediyoruz ay ay hepsi tamamlandığında inşallah Eylüle kadar çoğu tamamlanmış olacak, çok büyük bir kısmı ve biz yapbozun parçalarını yerleştirmiş olacağız.Ondan sonra sistemin mekanik tarafı oturacak.’’

BU ÇOCUKLARIN UÇMASI LAZIM !

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ;‘’Bu çocukların uçması lazım, bu çocukların sıçraması lazım.Ki yetişelim dünyaya.Çünkü 2040’a doğru yetişme ihtimali ortadan kalkıyor. Ben size söyleyeyim. Nasıl Kalkıyor ? Göbekli tepeden beri 12 bin 13 bin seneden beri insanlık tarihi için en büyük kırılma geliyor 2040’ta nasıl geliyor ? Dijital olanla biyolojik olan iç içe giriyor.İnsanın beynine yazılımın yükleneceği, İnsanların iş yerine gittiğinden beynini ana bilgisayara bağlayacağı, insanların uzaydan aklından geçenlerin okunacağı,insanların sıvı içerek öğrenme, sıvı öğrenme yolu denilen bir öğrenmeyle öğrenmeye başlayacağı bir dönem geliyor. Vücudumuzda yüzlerce çipin olacağı bir dönem geliyor.O sebeple çocuklar bize soracak. 2040’ta Kim bunlar, bugün ilk okula gidenler. Diyecekler ki Siz bizi neye hazırladınız ? Siz nasıl bir dünya gördünüz ki bizi meşgul ettiniz. Diyecekler bize. Bizim bunun hazırlığını yapmamız lazım.Yoksa bu vebaldir, doğmamış çocukların hakkıdır. Bu nasıl benim üstümde bir vebalse, sizin içinde bir vebal. Bu sadece bakanlığın işi değil, bu toplumun işi. Bu milletin işi.’’